İstanbul Eylül’ün gelişiyle kendini yoğun bir sanat ortamında buldu. 14. Uluslararası İstanbul Bienali, Art International açılışları başta olmak üzere bienal paralel etkinlikleri ve sergilerle çok yoğun bir haftayı geride bıraktık. Eylül boyunca da bu yoğunluk devam edecek. Geride bıraktığımız haftasonu bienal paralel etkinlikleri kapsamında Zorlu PSM’deki Artnivo 40 metre 4 duvar 8 küp ve Süblim’in açılışı ve partimizin hemen ardından Art International’ı sizin için gezdik. 1 Kasım’a kadar Zorlu PSM’deki işlerimizi her gün 10:00-21:00 arasında gezebilirsiniz. Gelelim yazımızın asıl konusu Art International fuarına…
Bir sanat fuarından ne bekledik? Öncelikle farklı ifade biçimlerini ve disiplinleri ayn çatı altında görmek, karşılaştırmak, deneyimlemek ve ve satın almak. Belki satın almadan önce sanatçısıyla muhabbet etmek, yeni sanatçılar tanımak, ağımızı genişletmek. Şanslıyız ki bu sene bütün bunlara ek olarak güzel bir havada, keyifle kahvemizi yudumlayıp, Haliç’i izlediğimiz dinlenme molalarıyla fuarı ağır ağır gezdik.
Jeume Plensa, Arvo Part,2008. Mixed media, 97×61 cm. Edition: 50. Courtesy of Poligrafa Obra Grafica
87 Galeri’den 400 Sanatçı
Artinternational, bu sene 3. sü gerçekleşen, dünya sanat sahnesinde en iyi 10 sanat fuarı arasına girme vizyonu ile işe başlamış bir platform. Sayılarla konuşmak gerekirse fuara 87 galeri 400’den fazla sanatçı katılıyor, 12’si Katalan Hükümeti’nin desteğiyle ülkemizde misafir oldu. Sayıları anlamlandırmak gerekirse Art International vizyonu doğrultusunda sağlam adımlar atarak ilerliyor. İspanya, fuara katılan 27 ülke içerisindeki en yüksek katılımla uluslararası ilginin başında.
Osang Gwong,Red,2008. Mixed Media,72x155x58 cm. Courtesy of Galerie Paris-Beijing
Mutlaka Görmeniz Gerekenler
Fuara ilk defa katılan dünyaca ünlü önemli galeriler
Victoria Miro, (Londra), Sakshi Gallery (Bombay), Aspan Gallery (Almaty) Galerie Du Monde (Hong Kong) ve Aicon Gallery (New York & Londra) fuara ilk defa katılan önemli galerilerden.
Victoria Miro sanatçılarından Isaac Julien 2000 senesinde Turner ödülü kazanmış, işleri Tate, MOMA, Centre Pompidou, Guggenheim, Hirshhorn ve Brandhorst gibi müzelerin koleksiyonlarında yer almış çağdaş sanatçı. Ayrıca en son Pera Müzesi’ndeki sergisiyle hatırladığımız 2003 Turner Ödülü sahibi Grayson Perry de Victoria Miro sanatçıları arasında. Standın ilgiyi toplayacak sanatçısı tartışmasız Yayoi Kusama oldu, uluslararası sanat platformunun en sıradışı sanatçılarından biri sayılan ve sarsıcı hayat hikayesiyle bilinen Yayoi Kusama’nın 2013 tarihli “Image of First Love” adlı heykeli de Victoria Miro standındaydı.
Yayoi Kusama ,“Image of First Love”, 2013. Sewn stuffed fabric,paint,metal 105x41x94 cm. Courtesy of Victoia Mirp,London.
Victoria Miro’nun temsil ettiği, hiperrealist heykelleri ve surpriz yerleştirmeleriyle bilinen, Teksas’da çölün ortasındaki “Prada Marfa” gibi kült işleriyle hatırladığımız İskandinav ikili Ingar Dragset ve Michael Elmgreen’in meşhur “Deniz Erkeği” (He – Copper Green, 2013) de mutlaka görülmesi gereken işler arasındaydı.
Michael Elmgreen’in “Deniz Erkeği” (He – Copper Green, 2013)
Türkiye’den ilk defa katılan galeriler ise Kuad, Öktem& Aykut ve The Empire Project oldu.
Türk Galerilerden Sürpriz
Türk galerilerden şaşırtıcı bir etkinlik: sanatçılarının son çalışmalarını ilk kez fuarda sergilediler.
Galeri Zilberman’dan Azade Köker, Guido Casaretto, Walid Siti ve Alpin Arda Bağcık’ın; Galerist’ten Şakir Gökçebağ, Seza Paker, Rasim Aksan ve Ali Emir Tapan; Pi Artworks’ten Yeşim Akdeniz, Volkan Aslan, Nancy Atakan, Horasan, Gülay Semercioğlu, Mehmet Ali Uysal ve Paul Schwer’in; Pilot Galeri’den Murat Şahinler ve Elmas Deniz’in; Rampa’dan Erinç Seymen, Nilbar Güreş, Selma Gürbüz, Servet Koçyiğit ve Ahmet Oran’ın; x-ist’ten Burcu Perçin, Burçin Başar, Ali Elmacı, Ansen ve Serkan Adın’ın ve Sanatorium’dan Erol Eskici’nin yeni işleri ilk kez ARTINTERNATIONAL’da görücüye çıktı ve izleyicinin yoğun ilgisini topladı.
Fuarın bu yılki yeni galerileri Öktem & Aykut, Elif Boyner ve Lara Ögel’in yeni projeleriyle katılırken, The Empire Project de usta sanatçı Mehmet Güleryüz’ün son çalışmalarını ilk kez fuarda sergiledi.
The Empire Project – Mehmet Güleryüz – Tam Anlamadım, 2015, oil on canvas, 71×63, Courtesy of The Empire Project
“By The Waterside” Bölümündeki Heykeller
Bu bölümde Rada Boukova, Guido Casaretto, Karl Karner, Şakir Gökçebağ, Yerbossyn Meldibekov, Stefan Nikolaev, Ichwan Noor, Javier Perez, Paul Schwer ve Walid Siti gibi sanatçıların geniş heykelleri bulunuyordu.
“By The Waterside”daki heykeller yine izleyicilerin beğenisini aldı. Haliç Kongre Merkezi’nin o görkemli manzarasına her yıl eşlik eden işler sosyal medyada bolca yer aldı
Ichwan Noor, The Beetle Sphere, 2013,180 cm x 180 cm x 180 cm, Aluminium & original parts of VW Beetle, Courtesy DIRIMART, Istanbul
Türk Sanatçılardan İz Bırakanlar
Erdal Duman’ın solo sergisine evsahipliği yapan artsümer, metal ve bronz heykellerin yanısıra cam gözyaşı şişelerinden oluşan bir enstalasyonla karşımıza çıktı. Şişelerin sayıca çokluğu haberlerde görülen ölümlerin sadece birer rakam olarak kalıp yeterli duyarlılığa ulaşamadığımız gerçeğini anlatıyor olabilir.
Ankara’dan katılan Galeri Nev de bizi yeni bir isimle tanıştırdı ve Mehtap Baydu’nun Türkiye’deki ilk kişisel sergisine evsahipliği yaptı.
Fuarda ayrıca Fransız feminist sanat akımının 70’lerdeki öncü temsilcilerinden Nil Yalter’in daha önce yurtdışındaki fuarlarda gösterilmiş ve büyük ilgi görmüş işleri Türkiye’de ilk kez ArtInternational’da Galerist standında izlendi.
Taner Ceylan, Satyr II,2015. Oil on canvas, 84×107 cm. Courtesy of Paul Kasmin Gallery.
Taner Ceylan’ın 2013 yılından beri devam ettiği,serisi “Golden Age/Altın Çağ”ın son işlerinden olan Satyr II, Yunan mitolojisindeki yeniden doğuş ve ikililik kavramlarını karşı karşıya getiriyor. Yarı keçi yarı insan mitolojik bir varlık olan satirin, bu resimde insanın içindeki hayvana, hayvanın içindeki insana referans verdiğini belirten Ceylan, “vahşi, genç kızları ve erkekleri kaçırıp tecavüz eden, her yeri yıkan yakan serseriler” olarak bilinen satir figürünün Satyr II’de aksine, kırılgan ve düşünceli, kendi niteliklerine maruz kalmış ve kendi içine bakan bir karakter çizdiğini söylüyor: “Satir, hayvanı dizginlemiş ve böylece ortaya insan çıkmıştır. Resmin 20. yy başlarında çekilmiş, siyah beyaz bir fotoğraf üslubuyla yapılmış olması da tüm bu kurgusal masallığa olağandışı bir gerçekçilik katmaktadır.” Ceylan’ın tuval üzerine yağlıboya çalıştığı Satyr II, geçtiğimiz aylarda Frieze New York Fuarı’nda izleyici karşısına çıkan Satyr I’in devamı niteliğini de taşıyor.
Rana Kelleci