Sema Gülez sizin için seçti

Merve ÜSTÜNALP - Koro 1

Yüzler ve gündelik yaşama ilişkin her türlü anlatım ilgi odağıma giriyor. Merve Üstünalp’in kadın – erkek bakışı, yaşayışı ve duruşu arasındaki farkı anlatması çok ilgi çekici. Sulu boyanın, genellikle manzara temasında kullanılmasına alışmışız. İnsan figürlerinde bu kadar iyi kullanılmasına bayıldım. Kumaşın ve dikişin işin içine girdiği çalışmalara karşı zaten zaafım var. İnsanın kendi yaşamına dokunan her şeye yoğunlaşması çok doğal. Bir de, öğrenci – öğretmen ilişkisini anlatırken bu tekniğin kullanılması beni benden aldı diyebilirim. Önlük rengi, öğretmenin elleri, çocuk kafaları, beden dili ve anlatmak istedikleri içime dokundu. Dip dibe yaşamlar, samimiyet, samimiyetsizlik, haset, yan yana durma halleri; aile bağları ve aslında herkesin orada olması ya da olamaması; paylaşım ya da yargılama; merak ya da ilgisizlik daha iyi resmedilemezdi. İfadeleri çok iyi yakalamış.

Seçkin UYSAL - İsimsiz

Fotoğrafta Seçkin Uysal’ın tren istasyonu algısı yaratan ve gelip geçiciliği hatırlatan, bulanık kırmızılı fotoğrafı hem yolculuk, hem gidiş, hem veda düşüncesini uyandırdı bende. Benzin istasyonları, garlar, limanlar, hava alanları, otel odaları, ev içleri gibi mekânlar heyecanlandırıyor beni. Edward Hopper gibi… Gündelik hayat ve yolculuk manzaraları beni içine çekiyor.

Zeynep AKAN - Rüzgaraltı

Zeynep Akan’ın işlerinde de yine insan yüzleri, mekânlar olması ve çizgileri bana iyi geliyor. Son çalışması “Rüzgâr altı” küçük ev alanları, onun dışarıya bakan yüzü çok sıcak anlatılmış. Renkleri çok iyi kullanıyor.

Ani Çelik Arevyan - Bu Dünyaya ait İzler

Ani Çelik Arevyan bu fotoğrafında, hareketliliği, dönüşümü anlattı bana. Belki de döngüyü. Dijital imkânlardan iyi yararlanmış. “Fotoğraf gerçeği yansıtmaz” sözünü yerine getirmiş. “Bu dünyaya ait izler” ismi de yine gelip geçiciliğe işaret ediyor. Bir girdaba kapılıp, dünya telâşesine düşüp yok olup gidiyoruz düşüncesini bende uyandırıyor.

Nazif Topçuoğlu - Death of Cleopatra

Nazif Topçuoğlu kompozisyonu da çok teatral ve ustalıklı bir canlandırma, bana Rönesans resimlerini hatırlattı. Topçuoğlu renk, kostüm ve dekor ile o etkiyi yaratırken, günümüz giysileri kullanarak bugünle de sentezlemiş. Bu tarz çalışmalarla güçlü bir bağ kurdum.