Suzanne Moxhay’ın çalışmaları, kurgusal bir hayali alan ile fotoğraflanmış ‘gerçek’ alanın birleştirilmesi yoluyla iç ve dış ile doğa ve yapay olan arasındaki sınırları keşfeder.
Erken film yapım tekniklerinden ilham alarak, başlangıçta gerçek gibi görünen ama daha yakından incelendiğinde parçalanmaya başlayan sahneler yaratır.
Boş film setlerine benzeyen bu alanlarda, izleyiciye olası bir anlatı üzerinde spekülasyon yapma daveti sunar; burada bir şeyin yeni gerçekleştiği ya da meydana gelmekte olduğu ima eder.
Kolaj, model yapımı, resim ve fotoğrafçılık gibi çeşitli teknikleri birleştirerek, izleyiciyi görüntünün inşasına dahil etmeyi ve aynı zamanda onu sorgulamaya davet etmeyi amaçlar.