Dijital Çağda Sartre’cı Varoluşçuluk
Sanatçı Emre Ezelli, ‘Humanisation / İnsanlaştırma’ adını verdiği yeni projesi ile, canlı ve cansız, birey ve kozmos arasındaki karmaşık ilişkiyi ve dijital çağda insan varoluşunun özünü keşfederek izleyiciyi dönüşümsel bir kendini keşif yolculuğuna davet ediyor.
Metanetli duruşları ve kalıcı güzellikleriyle mermerden heykeller, Sartre’ın nesnelerin öznel bilinçten yoksun, nesnel olarak var olduğu “kendinde varlık” kavramını somutlaştırıyor. Bu zamandan bağımsız başyapıtlar, insan varoluşunun geçici doğasını ve evrenin amansız yürüyüşünü yansıtarak zamanın geçişinin sessiz tanıkları olarak durmaktadır.
Emre Ezelli, Sartre’in varoluşçuluk objektifinden özgürlük, tercih ve sorumluluğun derinliklerine inerek bireyin kendi varoluşunu şekillendirme gücünü ortaya koyuyor. Dijital sanat, insan varoluşunun mücadelelerini ve zaferlerini, karar vermenin zorluklarını ve eylemlerimizin sonuçlarına katlanmanın ağırlığını etkili bir şekilde yakalıyor.
Bu sergi, mermerden heykeller, dijital sanat ve Sartre felsefesi arasındaki sembolik bağı, her bir unsurun diğerini geliştirip derinleştirdiğini gösteriyor. Mermer bizi içinde yaşadığımız nesnel gerçeklikte temellendirirken, dijital sanat insan deneyimiyle daha derin bir spektrumda ilişki kurmamızı sağlayan öznel bir unsur sunuyor. Nitekim Ezelli’nin heykel sanatçısı geçmişiyle dijital sanat konusundaki uzmanlığı bu bakış açısını yeni bir formda harmanlıyor.
Bu bileşenler bir araya geldiğinde, felsefe, sanat ve insan deneyiminin güçlü bir senfonisi ortaya çıkıyor; cansız olana dair algılarımızı sorguluyor, görünüşte cansız nesnelerin içinde saklı olan insanlığı görmeye teşvik ediyor ve bizi varoluşumuzun merkezinde yer alan büyük varoluşsal soruları düşünmeye zorluyor.
Emin Altun, PhDc
Sanatçının diliyle;
“Sartre’ın varoluşçuluğu bizi özgürlüğümüz ve sorumluluğumuzla yüzleşmeye, varoluşun saçmalığını kucaklamaya, özgün ve anlamlı bir yaşam yaratmaya zorlayan bir felsefedir.
Bu, bilinçli yaşamaya, seçimlerimize sahip çıkmaya ve değerlerimizi ve özlemlerimizi yansıtan bir dünyaya katkıda bulunmaya bir çağrıdır.
Bu düşünceyle, dünyanın dört bir yanından topladığım monokromatik fotoğraflardan yola çıkarak, onları yapay zeka (AI) programlarıyla birleştirerek “insanlaştırma” dijital sanat konseptimi oluşturdum ve onların daha insani hissetmelerini sağladım.”
Emre Ezelli, Prague – 2024