‘‘Kozmosu oluşturan dişil ve eril unsurlar birbirlerini tamamlayan, karşıt ve diyalektik yapılar içermekte ve bu özelliklerini var olan tüm yapılara dengeli olarak aktarmaktadırlar. Bir başka ifade şekliyle, evrende var olan tüm ilke ve kavramlar, dişil ve eril tözlerle şekillenmekte ve birlikte hareket etmektedirler. Ruh ve beden, doğa ve insan, doğum ve ölüm, yaşam ve ölüm, karanlık ve aydınlık, dişi ve erkek ve buna benzer daha nice birlikte var olan ve bir bütünü oluşturan kavramların birini diğerinden ayrıştırmaya çalışmak, diğerinin de dışlanması ve daha sonra düşselleştirilmesi anlamına gelecektir. Örneğin, “Cinsel gerçeklik ilkesini oluşturan kadının, yapısal ve nedensiz ayrımında, ‘kadın’ her zaman için erkeğin düş gücüne ait bir varlık olmuştur.” (Baudrillard, 2011, s.234)